Dr. Hakan Gündoğan

Burun Estetiği (Rinoplasti)

BURUN ESTETİĞİ (RİNOPLASTİ)

Yüze karakteristik özelliklerini veren anatomik yapıların her birinin (burun, elmacık kemikleri, gözler, çene vs.) hem kendi başlarına hem de diğer üniteler ile birlikte yüz harmonisi üzerinde önemli etkileri vardır ancak burunun hepsi arasında özel bir yeri vardır. 

Yüzün tam ortasında duran burun kişinin  gözlerden sonra en yüzde en dikkat çeken anatomik oluşumdur ve saklanması neredeyse imkânsızdır.

Yüzün diğer hatları ile orantılı olmayan bir burun (fazla büyük, küçük, sarkık, fazla kalkık vs.) dikkatin gözlerden kendisine doğru çekilmesine sebep olur ve  özellikle gözlerin güzelliğini maskeler. Güzel burun sanılanın aksine yüzde direkt dikkat çekmez ve ilginin gözlere yönlenmesine yardımcı olur.

Burun anatomisi yüz estetiği açısından çok önemli olmakla birlikte aynı zamanda farkında olmadan bile kişinin vücut algısını ve kişilik gelişimini olumlu ya da olumsuz yönde etkilediğinden bu organa yapılacak estetik operasyonların ciddi şekilde planlanıp sonuçlandırılması çok önemlidir.

Dr. Hakan Gündoğan’ın kişisel görüşü, burun gibi yüzün tam ortasında kimseden saklanamayacak bir organın estetik bir amaçla değiştirilmesi sırasında gerekli önem verilip, uzun vadede sorun çıkarmayacak şekilde tüm olanaklar seferber edilip gerekli eforun sağlanmasına yöneliktir. Tüm hastalar ve tüm burunlar bu özeni hak etmektedirler.

Bu sebeplerden dolayı Dr. Hakan Gündoğan Burun Estetiği Operasyonlarında sadece “Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  Tekniğini (gerektiği takdirde kıkırdak takviyesi ile birlikte) uygulamaktadır. 

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)


Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty) kısaca burun içi ve dışı dokulara en minimal şekilde dokunulup ameliyat sonunda şekillendirilmiş burunun ameliyat sonrası uzun dönemde de değişmeden kalmasını amaçlar.

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty) burun ameliyatı sonrası uzun vadede ortaya çıkan (erken dönemde burun güzel gözükürken) burunun çökmesi, burun ucunun sarkması ve çimdiklenmiş görüntünün ortaya çıkması gibi problemlerin engellenmesini amaçlayan ve son yılların popüler burun estetiği tekniğidir.

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty), daha estetik ve çoğu zaman daha küçük bir burun elde etmek amacı ile yapısal bütünlüğü zayıflatılmış olan burun yapılarının (Klasik Küçültme Rinoplasti Operasyonu) ameliyat sırasında mümkün olduğunca korunmasını ve gerektiği takdirde de kuvvetlendirilmesi amaçlar ve zaman içinde burunun olumsuz yönde şekil değiştirmesinin önüne geçer.

Burun Estetiği (Rinoplasti) sonrası burunda olan değişikler ve iyileşme son derece karmaşık mekanizmalar sonucunda gerçekleşmektedir. Özellikle genç yaşlarda yapılan  Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sonrası uzun vadede vücudun normal iyileşme mekanizmasının doğal bir sonucu olan ve tıp dilinde “skar kontraktürü” olarak isimlendirilen durum ortaya çıkıp burun deformiteleri ile sonuçlanabilir.

Uzun vadede gelişebilecek burun deformitelerinin önlenmesi amacı ile özellikle gençlerde Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty) Tekniğinin uygulanması önerilmektedir.

Doğası itibari ile son derece karmaşık olan burun estetiği (rinoplasti) işlemin uzun dönem sonucunu etkileyen birçok faktör mevcuttur ve operasyon ne kadar genç yaşda yapılırsa ileride sorun çıkma ihtimali de (Koruyucu Burun Estetiği prensipleri uygulanmadığı takdirde) o kadar artmaktadır.

Klasik Burun Estetiği Operasyonu geçiren kişilerde burunun yapısal bütünlüğü ortadan kaldırıldığından burunda çökme, çimdiklenmiş görünüm olasılığı ve nefes almada güçlük görülme ihtimali yüksektir ve ileri yıllarda bir başka burun ameliyatına (Rinoplasti Revizyonu) ihtiyaç duyma ihtimalleri artar.

Klasik Burun Estetiği Operasyonu sonrasında gelişen deformiteler ve çökmelerin en büyük nedeni burunun iskeletini oluşturan yapıların çıkartılması ve burunun yapısal bütünlüğünün bozulmasıdır. Gelişen deformitelerin çoğu (erken dönemde burun güzel gözükse bile) o kadar yavaş ortaya çıkar ki çoğu hastaların çoğu yıllar içinde burun şeklinde değişiklik olduğunun farkına bile varmazlar.

Burunda olacak değişikliklerin zaman içinde olumlu ya da olumsuz yönde gelişmesi tamamen ameliyat planına bağlıdır. Her burun ameliyatı sonrası belli bir miktarda şişlik (ödem) olması normaldir ve geçmesi için belli bir zamana ihtiyaç duyar. Özellikle kalın burun derisine sahip kişilerde bu süre daha uzun olmaktadır. Ödemin gerilemesi özellikle burun ucunun zarif şeklinin ortaya çıkması ile sonuçlandığında burun görünümünün güzelleşmesine sebep olur. Ancak ödemin gerilemesi ve yara iyileşme mekanizmalarının devreye girmesi belli bir aşamadan sonra eğer burunun yapısal bütünlüğü ortadan kaldırıldı ise ters etki yapmaya başlar ve yavaş yavaş burunda deformiteler ortaya çıkmaya başlar.

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  sırasında Klasik Küçültme Rinoplasti Operasyonundan farklı olarak özellikle burun sırtında ve burun kanadı kıkırdaklarında mümkün olduğunca dokuları koruyan bir cerrahi yaklaşım amaçlanır. Eğer yapılan müdahalelerin (ameliyat sırasında görülmese bile) ileri döneklerde burunun yapısal desteğini azaltacağı düşünülürse kıkırdak takviyesi ile burunun yapısal bütünlüğü tekrar elde edilir. Bu durumda kıkırdaklar özellikle burunun orta çatısında (spreader  grafts) ve burun kanatlarında (lateral crural strut grafts, alar batten grafts, alar rim grafts) kullanılarak bu yapıların bütünlüğünün sağlanması ve dirençlerinin artması sayesinde daha sağlam bir burun elde edilerek zaman içinde estetik görünümde bozukluk olmaması ve nefes almada güçlük meydana gelmesi sağlanır.

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  prensiplerine bağlı kalınmadan uygulanan klasik küçültme rinoplasti operasyonu uygulanan hastalarda operasyon sonrası burun şişlikleri daha çabuk inip burun erken dönemde güzel görünür ancak burunun yapısal bütünlüğü ortadan kaldırıldığı için ödem ortadan kalkmış olsa bile iyileşme dokusunun çevre dokuları yıllar içinde etkilemesine etmesine erken dönemde güzel gözüken burunun giderek deforme olmasına yol açar. 

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  uygulanan kişilerde burun ödeminin minimal olması sonucu burun erken dönemde şeklini alır ve dokular minimal hasar gördüğünden ileride de burun aynı şeklini korur.

Öte yandan Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  sırasında burun desteğini sağlamak amacı ile yoğun miktarda kıkırdak takviyesi yapılan hastaların bilmesi gereken en önemli konu kıkırdak konmasına gerek olmayan Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  hastalarına kıyasla şişliklerin daha geç inmesine bağlı olarak burunun detaylarının daha geç ortaya çıkma ihtimalidir.

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  Tekniğinde burunun yapısal bütünlüğünü korumak ve desteğini sağlamak amacı ile kıkırdak takviyesi yapıldığında erken dönemde burunun daha şiş ve belki de daha büyük gözükmesine sebep olabilir. Ancak özellikle ödemlerin gerileyip skar sertleşmesinin başladığı dönemde bu negatif kuvvetlere karşı burunu desteklediklerinden dolayı burunun kötü yönde şekil değiştirmesini engellerler. 

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  Tekniği uygulanmış burunlar zaman içinde giderek düzelip güzelleşirken, Klasik Küçültme Tekniği uygulanan ve erken dönemde güzel gözüken burunlar ise zaman içinde deforme olacaktır. Bu bağlamda zamanın Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty) tekniğini uygulanan hastaların lehine işlerken Klasik Küçültme Tekniği uygulananlarda ise aleyhine işlediği söylenebilir.

Burun Estetiği düşünen bir hastanın burada kendisine sorması gereken soru “Erken dönemde biraz daha şiş ve büyük ancak ileri zamanda güzel gözüken bir burun mu yoksa ameliyatın sonrasında güzel gözüken ancak yıllar sonra gittikçe bozulan bir burun mu istiyorum” olmalıdır.

 Burun derisi ince olan kişiler operasyondan uzun zaman sonra deformitelerin ortaya çıkması açısından özellikle risk altındadırlar. Zaman içinde ödemin gerilemesine bağlı olarak (deniz çekildiğinde kumsalda çakıl taşlarının ortaya çıkması misali) en küçük düzensizlikler bile dışarıdan görülür hale gelecektir. 

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  Tekniği işi şansa bırakmayıp ileride düzensizlik oluşma ihtimalini azalttığından özellikle ince burun derisine sahip kişilerde düşünülmelidir.

Burun derisinin çok ince ya da çok kalın olması gibi burun estetiği sonucunu olumsuz yönde etkileyebilecek birçok anatomik durum mevcuttur.

Burun kemiklerinin kısa olması (short nasal bones) ve burun orta çatısının dar olması (mid-vault collapse) durumunda Klasik Küçültme Rinoplasti Operasyonu burunun yapısal bütünlüğünü daha da bozacağından burunda çökme ihtimalini de arttıracaktır. Bu durumun önlenmesi ise ancak bu zayıf yapıların Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  Konseptine uygun olarak ameliyat sırasında korunması ve hatta kuvvetlendirilmesi ile mümkün olmaktadır.

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty) “kapalı”, “açık” ya da “yarı açık” Rinoplasti teknikleri uygulanarak gerçekleştirilebilir.                                                                                                                                                                                    

Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty) sırasında eğer kıkırdak takviyesi yapıldı ise burunun erken dönemde daha şiş görünmesine ve ellendiğinde daha sert hissedilmesine neden olabilir. Ancak Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  operasyonu öncesinde bu durum hakkında bilgilendirildiğinde ve bu durumun ileride alınacak güzel ve sağlam bir burunun bedeli olacağı konusunda bilinçlendirildiğinde hastalar için kabul edilebilir bir durum olmaktadır.

Öte yandan özellikle gençler için bir burun ameliyatının başarısı hemen erken dönemde ne kadar güzel gözüktüğü ile değerlendirilmektedir. Doğal olarak gençlerin zamanın gececeği ve ileri yaşlara doğru adım atılacağı gerçeğini kabullemeleri ya da en azından hayal etmeleri güçtür. Bu yüzden Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  planladığında, özellikle gençler tekniğin avantajlarının uzun vadede ortaya çıkacağı konusunda bilinçlendirilmelidir.

Klasik Küçültme Rinoplasti Tekniği çoğunlukla erken dönemde burunun güzel gözükme ihtimali sebebi ile bir çok cerrah tarafından hala kullanılmaktadır. Burunun yapısal bütünlüğünü önemsemeyen teknikler sonrası erken dönemde güzel gözüken burunun uzun vadede bozulma ihtimali olduğu gerçeği göz önünde bulundurularak Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  Tekniğinin bilinçli, zamanın kendisinin lehine işleyeceğini bilen ve ileride mümkün olduğunca sorun çıkmasını istemeyen hastalara uygulamasının gerektiği söylenebilir.

Gerekli özenin gösterilmediği ve sadece kısa vadeye yatırım yapan Burun Operasyonlarının ileride sorun yaratıp daha da zor bir ameliyat (Rinoplasti Revizyonu) gerektirmesinden dolayı uzun vadede gerçek avantajları ortaya çıkan ancak daha zahmetli bir operasyon süreci (aslında sadece ameliyatı yapan plastik cerrah için demek daha doğrudur zira ameliyat sonrası sürecin hastalar açısından Klasik Küçültme Rinoplasti operasyonundan farkı yoktur) ve belki de biraz sabır gerektiren Koruyucu Burun Estetiği (Preservation Rhinoplasty)  Tekniğinin özellikle genç kişilerde uygulanması mantıklı bir yaklaşım olarak gözükmektedir.


Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu ne zaman ve kimlere uygulanır? 

Burun şeklinizden memnun olmadığınız anda Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu için zaten aday oldunuz demektir. Ancak sonuçtan memnun olmak için operasyon öncesi dikkatli bir değerlendirme gerekmektedir. Bu yüzden Dr. Hakan Gündoğan Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu öncesi hastaları ile en az bir saatlik bir görüşme yapmakta olup son teknoloji bilgisayar simülasyon sistemleri kullanarak yapılması planlanan burunun hasta ile birlikte değerlendirilmesini sağlamaktadır.

Dünya üzerinde bazı ülkelerde Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu için başlangıç yaşı 14-15 olarak belirtilmesine rağmen ülkemiz için genel yaklaşım kızlarda 17, erkeklerde 18 yaşına kadar beklemektir. Özellikle nefes alma sorununun neredeyse gelişme geriliği ortaya çıkaracak kadar ağır olduğu durumlarda fonksiyonel sorunu çözmek amacı ile operasyon uygulanabilir.

Dr. Hakan Gündoğan 18 yaşından önce Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu isteyen tüm hastalardan kemik gelişiminin tamamlandığının kesinleştirilmesi amacıyla sol el bileği grafisi (X Ray)  çekilmesini istemektedir. Bu yöntem ile artık kemik gelişiminin tamamlandığını ispat edildikten sonra hem tıbbi hem de hukuki açıdan ameliyata engel bir gelişim sorununun olmayacağı kesinleştirilir.

Her ne kadar 18 yaşından itibaren Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu isteyen bir kişide ameliyata engel bir sağlık problemi olmadığı sürece herkese yapılabilse de en önemli husus kişinin bu ameliyata ruhen hazırlıklı olmasıdır. Bu yüzden sanılanın aksine Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu genellikle genç yaşlarda değil 20li yaşların ortasından itibaren daha sık yapılmaktadır.

Her ne kadar Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu genç yaşların operasyonu olarak bilinse de, ilerleyen yaşlarda burun ucunun sarkması gibi yüzün yaşlı gözükmesine sebep olan sorunun çözümü için yüz gençleştirme ameliyatının sonucunu daha iyi göstermesi için aynı anda uygulanabilmektedir.


BURUN ESTETİĞİ (RİNOPLASTİ) OPERASYONU İÇİN UYGUN ADAYLAR KİMLERDİR?

Kemik gelişimi tamamlanmış ve sağlık problemi ya da ameliyata engel durumu olmayan, yapılacak bir Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sonrasında kendisini daha hissedeceği konusunda motive olan ve gerçekçi beklentiye sahip kişiler Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu için uygun aday olarak düşünülebilirler. Her ne kadar bu genelleme herkes için geçerli olmakla birlikte güzel bir burun elde etmek için gereken şartlar farklıdır. Yapılan her burunun beklentiyi karşılamaması ve hatta sorunların ortaya çıkmasının temelinde genellikle burunun ameliyat öncesindeki olumsuz durumları yatar. Burun derinin kalın olması sonucu belki de olumsuz yönde etkileyen en büyük problemdir. Aynı şekilde aşırı uzun, sarkık ve çok büyük kemeri olan burunlarda problem yaşanma ihtimali yüksektir. Bu yüzden Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu ciddi bir tecrübe ve artistik bakış açısı gerektiren bir ameliyat olup usta ellerde yapılması zorunludur.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu amacı ile Dr. Hakan Gündoğan’ a başvuran kişilerin çoğunda aşağıdaki sorunlar (tek baslarına ya da sıklıkla birlikte) teşhis edilmektedir:

• Burun sırtında kemer ya da oyukluk olması

• Burunun yüze göre uzun durması

• Burun ucunun sarkık ya da fazla kalkık olması

• Burunun yüze göre büyük ya da küçük durması

• Burunun kemik çatısının önden geniş gözükmesi

• Burun ucunun önden geniş ve büyük gözükmesi

• Burunun önden görüntüsünde eğrilik olması

• Burunun her iki yan profilden farklı gözükmesi

• Burun deliklerinin geniş ve yayvan olması

• Burun üzerinde daha önce geçirilmiş operasyon ya da travmaya bağlı olarak deformite olması.

Yukarıda bahsedilen estetik problemlere ek olarak burunun nefes almasında güçlüğe yol açan problemlere de sık rastlanır:

• Burun içini ikiye ayıran (Septum) dokunun kıkırdak ve kemik eğrilikleri (deviasyon)

• Burun etlerinin şişmiş olması

• Kıkırdak dokunun (önceden ameliyat geçirmiş ya da doğumsal) yetmezliğine bağlı olarak nefes almada güçlük.

• Burun içi alerjisi (ameliyatla tedavisi yoktur)

• Burun içi mukozasının atrofisi (özellikle uzun süreli burun spreyi kullanan kişilerde gelişen bu durumun yine ameliyatla tedavisi yoktur)

Bahsedilen estetik ve fonksiyonel problemlerin bir çoğu aynı hastada görülebilir. Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sırasında mevcut olan nefes alma problemlerinin giderilmesi ve işlemin nefes almayı zorlaştırmayacak şekilde planlanması önemlidir.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu Öncesi Değerlendirme ve Operasyon Süreci

Dr. Hakan Gündoğan genel sağlık durumunuzu değerlendirdikten sonra burun içi ve dışının muayenesini yapacak ve kullanılacak yöntemle ilgili kararı etkileyen diğer değişkenleri sizinle tartışacaktır. Bu aşamada bilgisayar görüntülemesi ile kişinin yüzüne yakışacak burunun ortaya konup hastaların da fikirlerinin alınması yerinde olacaktır.

İlk görüşme esnasında Dr. Hakan Gündoğan kullanılacak cerrahi teknik, anestezi, ameliyatın nerede yapılacağı ve bu operasyon gerçekçi olarak neleri başarabilir gibi sizin durumunuza özel detayları açıklayacaktır. 

Dr. Hakan Gündoğan’ın sizin için uygun bulduğu burun şeklini, bilgisayarda tasarlayıp size sunup beklentilerinizle uyum içinde olup olmadığı birlikte değerlendirilecektir. Ameliyatınız için kullanılacak olan teknik, sadece Dr. Hakan Gündoğan’ın tercihine değil, sizin ameliyat sonucundan ne istediğinize ve beklentilerinize de bağlıdır. 

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu genellikle Türkiye gibi Akdeniz ülkelerinde burunun boyutlarını küçültmek, nadir olarak büyütmek, ucunu yeniden şekillendirmek, burunun tümseğini (kemer) düzeltmek, üst dudak ile burun arasındaki açıyı orantılanmak amacıyla uygulanır. Bazı vakalarda yüz konturunu oluşturup burun ile olan harmonisini sağlamak amacıyla yüze (alın, elmacık kemikleri, çene ucu vs.) küçük müdahaleler önerilebilir. Bu değişikliklerin herhangi biri veya hepsi tek ameliyatla gerçekleştirilebilir. 


BURUN ESTETİĞİ (RİNOPLASTİ) OPERASYONU NASIL YAPILIR?

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu çok ciddiye alınması gereken bir ameliyattır ve kesinlikle tecrübeli bir plastik cerrah tarafından hastane ortamında ve ameliyathane şartlarında yapılmalıdır. Muayenehane şartlarında bu operasyonun yapılması çok risklidir. 

Anestezi:

Operasyon öncesi testlerin tamamlanıp, anestezi doktoru tarafından ameliyat olmasında sakınca olmadığına karar verilen hasta ameliyathaneye alınır ve ameliyat süreci başlar. 

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu ideal olarak genel anestezi altında yapılır. Genel anestezi, hastaların korkularının aksine uygun şartlar ve ehil ellerde uygulandığında, tüm ameliyat süresince solunum yolları tüp ile güvence altına alındığından son derece güvenli ve konforlu bir metottur. 

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sırasında genel anestezi altında iken kas gevşetici ilaçlar güvenli bir şekilde kullanılıp hipotansif (kan basıncını düşük tutup kanamayı minimuma indiren) anestezi tekniği uygulanabildiği için ameliyat sırasında kanama neredeyse olmamakta ve dolayısı ile ameliyat sonrasında ağrı, şişlik ve morluk daha az olmaktadır (Şekil 2).

Cerrahi Aletler –Işıklı Ekartörler -Endoskop Sistemi:

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonunda kullanılan cerrahi aletler ve endoskopik sistemler hemen tamamen bu ameliyata özeldir ve diğer estetik ameliyatlardan büyük farklılıklar gösterir. 

Dr. Hakan Gündoğan gibi pratiğinin ciddi bir kısmını Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu oluşturan plastik cerrahlar genellikle kendisinin ameliyat sürecine alışkın, operasyon detaylarına hâkim anestezist, ameliyat hemşiresi ve yardımcı personeli olan kendilerini rahat hissettikleri daha zengin olanaklara sahip hastaneleri tercih etmektedirler.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu çok teknik bir ameliyat olduğundan dolayı bu ameliyata gönül vermiş plastik cerrahların hemen hepsi ciddi bir maddi yatırım ile oluşturulmuş kendi ameliyat setlerini kullanmaktadır. Sadece plastik cerrahın değil tüm personelin bilinçli ve eşgüdüm içinde çalışması ameliyat zamanını kısaltırken hastaya da ameliyat sırasında ve sonrasında optimal konfor sunulmasını kolaylaştırmaktadır.

BURUN ESTETİĞİ (RİNOPLASTİ) OPERASYONU SÜRECİ:

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu açık ya da kapalı teknik kullanılarak yapılır. Uygulanacak teknik Dr. Hakan Gündoğan’ın sizin için uygun gördüğü yöntem ya da sizin seçiminize göre değişebilir. Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu gerçekleştirilirken açık mı yoksa kapalı teknik mi kullanılması gerektiği halen üzerinde kesin bir görüş birliğine varılabilmiş bir konu değildir zira her iki yönteminde kendine göre avantaj ve dezavantajları vardır. Önemli olan yapılacak Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu  tekniğinin açık mı kapalı mı olacağı değil alınan sonuçtur. Tecrübeli plastik cerrahlar genellikle her iki tekniğe de hakimdirler ve burunun durumuna göre hasta için en uygun tekniği önerirler.

Açık teknik kullanıldığında kapalı teknikten tek fark burunun dudak ile birleştiği noktanın hemen üzerinde birkaç milimetrelik bir iz bırakılmasıdır. Bırakılan diğer bütün izler kapalı teknik de olduğu gibi burun içinde kalacaktır. Kalan bu iz zaman içinde gittikçe görünmez hal almaktadır. Size bu aşamada daha kompleks bir yöntem olduğu için  “Açık Teknik ile Burun Estetiği Operasyonu (Open Rinoplasty) detayları anlatılacaktır.

Burun-dudak bileşkesinin hemen üzerinden yapılan kesi, plastik cerraha kemik ve kıkırdakları manipüle etmesi, tıraşlaması, yeniden şekillendirilmesi ve dış görünüşünü değiştirmek amacıyla manevra yapması için giriş kapısı sağlar. Burun derisi önce burun ucu kıkırdakları sonra burun sırtı kıkırdakları ve en son olarak da burun kemiği zarı üzerinden dikkatlice kaldırılır. Ameliyat sonrasında burun derisinde dolaşım sorunu yaşanmaması için ve özellikle ince derili kişilerde şişlik indikten sonra en küçük bir kusurun dışarıdan gözükme ihtimalinin yüksek olması sebebi ile  bu aşamanın çok dikkatli ve titiz bir şekilde gerçekleştirilmesi gereklidir.

Burun derisi alttaki yapılardan tamamen ayrıldıktan sonra burun anatomisi dikkatli bir şekilde gözlemlenir. Açık tekniğin en büyük avantajı tüm anatomik detayların incelenebilmesi ve manipülasyonların en küçük detayına kadar yapılabilmesidir. Yine bu aşamada plastik cerrah bazı yapıların (henüz burunda değişiklik yapılmadığı için tüm anatomik yapılar yerli yerinde ve anatomik olarak “dinlenme” pozisyonundadırlar) örneğin burun kanadı kıkırdaklarının ya da burun sırtının genişliğinin milimetrik ölçümlerini yaparak ne kadar kıkırdak çıkarılacağı ( ya da ekleneceği)  hesaplanabilir.

Burun sırtında mevcut olan kemer (sanılanın aksine bu kemer kemikten çok kıkırdak kaynaklıdır) çeşitli cerrahi manipülasyonlar ile hastanın istediği profil görüntüsüne uygun şekilde küçültüldükten sonra fazlalık kıkırdak dokusu çıkıntıları alınıp burun kemiklerindeki küçük düzensizlikler törpülenir.

Burundaki kemerin alınmasını takiben eğer hastanın burun içinde kıkırdak ya da kemik eğriliği (Septum Deviasyonu) var ise hem solunum yolunu rahatlatmak hem de ameliyatın ileri aşamasında burun şeklini ve fonksiyonunu düzeltmek amacı ile kullanılacak kıkırdağı temin etmek üzere “septoplasti” olarak da isimlendirilen burun içi ortasındaki eğri kıkırdağın alınması işlemine geçilir. 

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sürecinin hemen her aşamasında olduğu gibi septoplasti (ya da deviasyon ameliyatı) işlemi de çok dikkat gerektirir. Burun içindeki kıkırdağın aşırı miktarda çıkarılması burun sırtında çökmeye, az çıkartılması sonucu ise nefes alma probleminin devam etmesine sebep olabilir. Septum Perforasyonu denen ve burun içindeki orta duvarın birleşmesi ile gelişen (burun içinde delik oluşması) durum tedavisi çok zor bir problemdir. Sigara içen hastalar Septum Perforasyonu açısından çok risklidirler ve bu durum hakkında mutlaka uyarılmalıdırlar. Yine bu  aşamada plastik cerrahın tercih ettiği şekilde burun içi etleri küçültülebilir. Septoplasti işlemi sırasında çıkartılan kıkırdaklar sonradan kullanılmak üzere antibiyotikli serum içinde saklanırlar.

Burun sırtındaki kemer alındıktan sonra burunun önden geniş gözükmemesi için (ya da zaten geniş burun sırtının daraltılması amacıyla) burun kemiklerinin yaklaştırılması işlemine geçilir Halk arasında “burunun kırılması” olarak tarif edilen işlemin aslında “kırma” ile hiç ilgisi yoktur. Hastalar sıklıkla burun kemiklerinin kırılarak un ufak hale getirildiğini ve daha sonra alçı ile düzeltildiklerini düşünürler. Gerçekte bu işlem hiç de sanıldığı gibi burun kemiklerini kırma işlemi değildir. 

Burun kemikleri yan kısımlarından özel aletler yardımı ile “kesilerek” orta hatta birbirlerine yaklaştırılırlar. Bu manipülasyon özellikle ameliyat öncesi geniş burun sırtına sahip ya da büyük bir kemer alınmasını takiben genişleyen burun sırtını daraltma sırasında çok önemlidir. Yine hastaların bir yanlış kanısı da bu burun kemiği manipülasyonlarının göz altlarında morluk yarattığıdır. Kaba manipülasyonlar ve kaba cerrahi aletler kullanıldığında sadece göz altlarının değil tüm göz çevresinin morarması olasıdır. Ancak uygun cerrahi aletler ile çalışan itinalı plastik cerrahların ellerinde bu işlem göz altlarında hemen hiç morluk yaratmamaktadır. Yine burada hastaların bilmesi gereken bir başka durum, göz altı morluklarının çoğunlukla burun içi çalışmasından (septoplasti) meydana geldiğidir. Burun içinin çok deforme olduğu ve ağır işlemler geçirdiği durumda göz altlarında morluk ihtimali artmaktadır.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonunun bir sonraki aşaması burun ucunun şekillendirilmesidir. Genellikle burun kanadı kıkırdaklarından sadece gerektiği kadar kıkırdak çıkartılır. Aşırı kıkırdak alınması burun kanatlarının çökmesine, çimdiklenmiş burun ucu görünümüne ve hatta nefes almada güçlüğe yol açacağından bu aşamada azami hassasiyet gösterilmelidir. Gerekli miktarda kıkırdak çıkartıldıktan sonra genellikle çeşitli dikiş yöntemleri ve gerekirse kıkırdak takviyeleri ile burun ucu şekillendirilmesi tamamlanır 

Burun ucu şekillendirildikten sonra duruma göre burunu uzatacak ya da kısaltacak ve aynı şekilde burun ucunu kaldıracak ya da indirecek manipülasyonlar gerçekleştirilir.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonunun belki de en önemli safhası burunun eski direncine kavuşmasını, nefes almanın düzelmesi-bozulmamasını ve iyileşme aşamasında şekil değiştirmesini önlemek amacı ile gerekli yerlere kıkırdak takviyesi yapılmalıdır. Septoplasti sırasında alınan kıkırdak dokuları bu amaç doğrultusunda şekillendirildikten sonra gerekli görülen anatomik lokalizasyonlara yerleştirilirler.

İstenilen burun şekli elde edildikten sonra burun içindeki kesiler alınmasına gerek olmayan ve kendiliğinden eriyen dikişler kapatılırlar. Burun ucundaki kesi ise sonradan alınmak üzere çok ince ve reaksiyon yaratmayan dikişler ile kapatılır.

Tüm kesiler kapatıldıktan sonra eğer gerekli ise burun kanatlarının küçültülüp daraltılması aşamasına geçilir. Bu işlem her zaman ameliyatın son aşaması olarak gerçekleştirilir zira burun kanatlarının ne kadar küçültülüp daraltılması gerektiği gerçek anlamda ameliyatın diğer aşamaları bitirildikten sonra sağlıklı olarak değerlendirilebilir.

Özellikle burun sırtından büyük bir kemerin çıkarıldığı durumlarda burun tabanının orantısal olarak geniş kalma ihtimali yüksektir. Yine özelikle burunun projeksiyonunun azaldığı durumda (burun ucunun yüze doğru yaklaştırıldığı) ameliyat öncesi normal gözüken burun kanatları genişleyebilir. Benzer şekilde bazı hastalarda yapısal olarak burun tabanı geniştir. Burun kanatlarını daraltmak amacı ile burun tabanından küçük deri üçgenleri çıkarılır ve burun kanatları orta hatta yaklaştırılır. Burun tabanına sonradan alınacak dikişler uygulanır.

Gelişen anestezi teknikleri (hipotansif anestezi) ve itinalı bir ameliyat süreci sonrası uzun yıllardır burun içine tampon uygulamasına gerek olmamaktadır. Burun içindeki küçük yırtıkların dikilmesi sırf bu durum için kullanılan özellikli cerrahi aletler ve teknik gerektiren bir durumdur ve bu mümkün olmadığında burun içi mukozasını korumak amacı ile ince silikon yapraklar (silikon splint) burun içine konabilir. Nefes alma güçlüğü haricinde hastaya bir rahatsızlık vermeyen bu splintler genellikle ameliyattan bir hafta sonra kolayca çıkartılırlar.

Son olarak burun üzerine kemiklerin istenilen pozisyonda durmasını ve burun üzerinde şişliğin engellenmesi amacı ile alçı yerine kullanılan ve “termoplastik splint” yerleştirilir. Bu splintler sayesinde hastanın ertesi gün duş alması mümkün olmaktadır.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu Sonrası Erken Dönem:

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu plastik cerrah alınan sonuçtan mutlu olduğu anda tamamlanır. Uygun şekilde gerçekleştirilen bir Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu genellikle iki-iki buçuk saat arasında sürer, fakat ameliyatın kapsamına bağlı olarak daha uzayabilir. Hem burun içi hem burun dışının yapıldığı takdirde ameliyat saatinin uzaması olasıdır. Özellikle önceden ameliyat olmuş burunlarda bol miktarda kıkırdak kullanılması gerekebilir. Kulaktan ya da kaburgadan kıkırdak alınmasını içeren bu karmaşık işlemlerde operasyon süresinin daha uzun sürmesi normaldir.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sürpriz bir şekilde ağrısız bir ameliyattır! Hastalar genellikle plastik cerrahlarının bu açıklamasına ameliyat öncesi inanmazken, ameliyat sonrası ağrı anlamında neredeyse hiç sıkıntıları olmadığını görünce şaşırmaktadırlar. Ameliyat sonrası ilaçlarla kolayca geçen hafif bir ağrı olması normal karşılanır.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sonrası hastaların belki de tek şikayetleri az ya da çok nefes almada güçlük yaşamalarıdır. Her ne kadar tampon artık konulmasa da burun içi yapılarının şişmesi ve alçının baskısına bağlı olarak nefes alma güçlüğü olması normaldir. Yine burun içine yerleştirildi ise, çok ince olmalarına rağmen silikon yapraklarda nefes alma güçlüğüne neden olabilir.

Sanılanın aksine Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sonrası yüze devamlı buz uygulamasının ödem (şişlik) ve ekimoz (morarma) üzerine fazla bir etkisi yoktur. Şişlik itina ve dokulara saygılı çalışan plastik cerrahların elinde minimaldir. Ancak burunda deformitelerin ağır olduğu durumlarda yapılan operasyon normal olarak daha travmatik olacak ve dolayısı ile şişliklerde o oranda daha fazla olacaktır. Bu durumda bile sürekli buz uygulamasının faydası yoktur ancak yine de hasta uyuyana kadar saat başı 10 dakika buz uygulaması (ilk 48 saatte) Dr. Hakan Gündoğan tarafından önerilmektedir.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sonrası ilk 1 hafta boyunca şişliklerin artmasını önlemek amacı ile başınız yüksekte (genellikle iki yastıkla) yatmanız önerilmektedir. Üçüncü günden itibaren genel şişkinlik ve yüzde ağırlık hissi ödemlerin çözülmeye başlaması ile birlikte azalacaktır. Hastaların 3. günden itibaren vücuttaki ödemin atılmaya başlaması ile birlikte sık tuvalete çıkmaları normaldir. Morarma genellikle ağır burun içi çalışması sonrası, kaba cerrahi manipülasyonlar neticesinde oluşmaktadır. Yine de bazı kişilerin çabuk morarmaya olan eğilimleri olduğunu unutmamak gerekir. Ameliyat öncesi aspirin kullanımı, garlic, gingko biloba, ginseng gibi vitaminlerin kullanılması ya da aşırı miktarda yeşil çay içme alışkanlığı gibi bir çok neden morarmaya sebep olabilir.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sonrası gelişen morlukları mucizevi biçimde geçiren bir tedavi ne yazık ki yoktur ancak yine de iyileşmeyi hızlandırması amacı ile bazı krem uygulamaları Dr. Hakan Gündoğan tarafından önerilmektedir. Mevcut morluklar tamamen ortadan kalkana kadar (ki bu süre genellikle 2-3 haftadır) güneşten kaçınmak çok önemlidir. Güneş ışınlarına uzun süre maruz kalan morlukların (sadece yüz değil vücudun neresinde olursa olsun) geride “post-enflamatuar hiperpigmentasyon” denilen kalıcı leke bırakması mümkündür ancak bu lekelerin lazer ile bile silinebilmesi mümkün olamamaktadır. Bu yüzden morluk olan deri bölgelerinin morluk tamamen ortadan kalkana kadar güneş ışınlarından korunması (güneşlenmeden kaçınmak ve mutlaka koruyucu güneş kremi sürerek dışarı çıkmak gibi) çok önemlidir.


Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sonrası genellikle operasyon sırasındaki süreç göz önüne alınarak burun üzerindeki splint dördüncü ya da en geç yedinci gün alınır ve burunda şişmeyi önlemek için üç gün süreyle bandaj uygulanır. Böylece ameliyatı takip eden yedi ya da onuncu  günden itibaren burun üzerinde herhangi bir bandaj vs. kalmayacaktır.

Zorlu bir ameliyat süreci geçiren kişilerde (özellikle burunda kemerin çok büyük olduğu, eğriliğin aşırı olduğu ya da burun sırtına kıkırdak eklemesinin yapıldığı durumlarda), ya da ameliyat sırasında şişliğin fazla olacağı öngörülen durumlarda burun üzerindeki splint 7 güne kadar tutulabilir. Yine burun içine silikon yaprak konuldu ise 7. Gün alınacaktır. Açık Rinoplasti tekniği uygulanan ya da burun kanatları daraltılan hastalardaki dış dikişler ise genellikle dördüncü en geç yedinci gün alınacaktır.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sonrası hastalar genellikle aynı gün (araba kullanmamak ve gece yanlarında refakatçi bulundurmak şartı ile) eve dönebilirler. Ancak özellikle kaburga kıkırdağı ile gerçekleştirilen ya da başka operasyonların da eklendiği kombine girişimler sonrası Dr. Hakan Gündoğan hastaların daha konforlu ve huzurlu bir ameliyat gecesi amacı ile geceyi hastanede geçirmelerini önermektedir.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu Sonrası Erken Dönem:

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu Geçirmiş kişilerin işe dönmeleri ya da sosyalize olmaları genellikle burun üzerinde splintin görüntü anlamında kendilerini ne kadar rahatsız ettiği ile ilgilidir. Genellikle ameliyatın 4. günü, en geç 7. gün burun üzerindeki tüm bandajlar alınmış ve eğer oluşmuş ise gözaltlarındaki morlukların rengi açılıp rahatlıkla makyaj ile kapatılabilmesi sebebi ile Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu planlayan bir hastanın kendisine 1 hafta zaman ayırması uygun olacaktır.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu splint ve bandaj alındıktan sonra genel hatları ile burun şekliniz ortaya çıkacaktır. Bu aşamada burun üzerinde ve yüzünüzde şişlikler olması normaldir. Genellikle hastalar profil görüntüsünden daha splint açılır açılmaz mutlu iken önden görünüş de burunun (küçültülmesine rağmen) mevut ödem sebebi ile biraz büyükmüş gibi gözükmesi normaldir.

Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu Sonrası Geç Dönem:


Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu sonrası ilk 6 hafta  boyunca yüzünüz ve burun üzerindeki şişlikler son derece hızlı bir şekilde inecek ve çevre tarafından bir burun ameliyatı geçirdiğiniz anlaşılamaz hale gelecektir. Yine de burunun iyileşmesinin 6 ay ile 1 yıl arasında tamamlandığını unutmamak lazımdır. Burunun profil görüntüsü hemen ameliyat sonrası güzel şekil alırken önden incelmesinin en az 1 yıl süreceği unutulmamalıdır. Bu süre zarfında Dr. Hakan Gündoğan’ın önereceği masajları ihmal etmeden yapmanız şişlerinizin daha çabuk azalmasına yardımcı olacağını hatırlamanızda fayda vardır.


Her yıl binlerce Burun Estetiği (Rinoplasti) Operasyonu başarı ile uygulanmaktadır. Yine de cerrahinin muhtemel tehlikeleri ve bu ameliyata özel riskler hakkında bilgilendirilmiş olmanız gerekir. Görünümü düzeltmek amacıyla ilk uygulandığında ameliyat sonrası komplikasyonlar (enfeksiyon, kanama gibi vs.) nadirdir. Kötü iyileşme, ikinci ameliyatı gerektirebilir. Komplikasyon riski, iyileşme dönemindeki takip döneminde Dr. Hakan Gündoğan’ın önerilerini dikkatle uygulayarak azaltılır.