Dr. Hakan Gündoğan

Yüz Germe

Yüz Germe

Yaşlanma süreci (yerçekiminin etkisi ve yüz bölgesinde doku erimelerine bağlı olarak) ilk ve en dramatik belirtilerini genellikle yüz bölgesinde göstermektedir. Yüz Germe Operasyonu isteği ile Plastik Cerrahlara başvuran hastaların çoğu fiziksel görünümlerinin kendilerini hissettikleri yaş ile uyumlu olmamalarından şikâyet ederler ve daha dinlenmiş ve gençleşmiş bir yüz arzu ederler. Bu yüzden günümüz Yüz Germe Operasyonu Konseptinde bu operasyondan sonra sadece gerilmiş bir yüz değil, aynı zamanda kişiye daha dinlenmiş ve yılların etkilerinin azaltılmış olduğu bir yüz şekli vermek esas olmuştur.

Yüz Germe Operasyonu günümüzde yüzün bir bütün olarak gençleştirilmesini ifade eden “Yüz Gençleştirme” ya da “Facial Rejuvenation” olarak isimlendirilen birçok işlemin amiral gemisi olarak düşünülmelidir ve genel olarak yüzdeki yaşlanmaya bağlı sarkmaları, kırışıkları gidererek ve daha derin dokuları da gençlik zamanlarındaki yerlerine alarak gençleştirmeyi amaçlar.

Sadece yerçekimine bağlı sarkmalar ya da yüzde ki doku erimeleri değil, yılların, güneş ışınlarının, günlük streslerin ve diğer etkenlerin (sigara, içki, kötü beslenme) etkisiyle yüz derisi sarkar, kırışır, üzerinde çeşitli lekeler ve düzensizlikler oluşur. Her ne kadar herkesin yaşlanma paterni değişiklik gösterse de ilerleyen yaş ile birlikte hemen herkes de ortaya çıkan bir takım değişiklikler görülür: Yaşlı bir yüzde; alın çizgileri belirginleşmiş, kaşlar düşmüş, göz kapakları sarkmış, gözaltlarında torbalanmalar ve çizgiler oluşmuş, ağız kenarlarında, göz kenarlarında ve kaş aralarında derin çizgiler oluşmuş, yanak sarkmış, çene konturları kaybolmuş, boyun yağlanmış ve deri perdeleri oluşmuş bir görüntü vardır. Yüz genel olarak gençlikteki oval şeklini kaybetmiş ve kare şeklinde bir hal almıştır. Aynı zamanda deri canlılığını kaybetmiş, üzerinde güneş lekeleri ve diğer benler belirmiş, incelmiş ve kırışmıştır.

Yüz Yaşlanması ve Uygulanan Tedaviler:

Yüz yaşlanmasının anatomik nedenlerinin bilinmesi ve surecin anlaşılması, hastalara sunulacak önerilerin ve cerrahi planlamanın temel öğeleridir. Yüz dikkatli bir şekilde incelendiğinde bir çok hastanın problemlerinin kabaca üç kategoriye ayrılabileceğini söyleyebiliriz:

1. Deri yüzeyinin yaşlanması ve aşınması.

2. Yüzün sarkması, deri fazlalığı ve genç yüz konturlarının kaybı.

3. Yüzün sarkmasına eşlik eden dolgunluk kaybı, çökmeler ya da yaşa bağlı yağ dokusu kaybı.

Uygun olan yüz gençleştirme modalitesinin mevcut olan problemlerin varlık ve derecelerine, hastanın önceliklerine, iyileşmek için ayırabileceği zamana, ya da almak istediği sonuca bağlı olarak ödeyeceği maddi, ruhsal ve bedensel bedellere göre planlanması gerekmektedir.

İlk grup arasında yer alan ve sadece deri yüzeyinde iyileşme isteyen hastalar cerrahi bir operasyondan ziyade dermatolojik (yüzeysel deri düzeyindeki) işlemlerden fayda görebilirler. 

Bu tedaviler arasında cilt soyma (peeling), cilt gençleştirme (laser, prp, radyofrekans vs), Botoks ya da Dolgu uygulamaları, yaşlılık lekeleri, kılcal damar tedavileri, yüzeysel kırışıkların giderilmesi gibi yüzeysel sorunları gideren modaliteler sayılabilir.

Asıl sorunu yüzde sarkma, deri fazlalığı ve doku/kontur kaybı olan kişiler ise bu yüzeysel tedavi yöntemlerinden minimum fayda görürler.

Eğer amaç daha çekici ve doğal görünen bir yüz gençleşmesi ise cerrahi yüz germe (kaldırma) işlemleri ile sarkık dokuların eski yerlerine taşınmaları ve fazlalık derinin çıkartılması gerekecektir.

Yüzeysel deri tedavileri, derisi sarkmış ve çökmüş bir yüze aşırı miktarda uygulandığında yumuşak ciltli ama sarkık ve çökük bir yüzden başka bir sonuç elde edilemeyecek ve yüz konturlarda herhangi bir düzelme olmayacaktır. Bu tip parlak/yumuşak cilt-sarkık yüz görünümü özellikle agresif lazer ya da derin kimyasal soyma uygulanmış yaşlı kadınlarda ortaya çıkar ve doğal olmayan bir yüz ile sonuçlanır, zira, yüzde sarkma ve doku kaybı olan kişilerde aynı zamanda cildin de yaşlı durması daha olasıdır.

Sarkıklığı giderilmiş ve konturları yerine gelmiş bir yüz, minik kırışıklıkların eşlik ettiği ve küçük yüzeysel sorunların mevcut olduğu halde daha doğal ve çekici duracaktır.

Öte yandan hemen her zaman yüz konturlarının kaybı deri altı derin doku problemleri sebebi ile ortaya çıkar ve Klasik sadece derinin gerildiği Yüz Germe teknikleri ya da Low SMAS prosedürleri ile yeterince tedavi edilemezler.

Ne yazık ki derin plan yüz germe tekniklerine alışkın olmayan plastik cerrahlar ya da bu eğitimden geçmemiş ve yeterliliği olmayan diğer cerrahi branş hekimleri sıklıkla Klasik sadece derinin gerildiği Yüz Germe ya da Minilift Teknikleri uygulayıp, bu tekniklerin yetersizliklerini örtmek amacı ile yüz liposuctionu, yanak yağı çıkarılması, gözaltından elmacık kemiği üzeri dokunun asılması, çene köşesi ya da gerdan implantı kullanılması ya da çeşitli iplik ile asma gibi ek ve çoğu zaman sorun çıkartan yöntemlere başvurmaktadır. High SMAS Yüz Germe (Kaldırma) Tekniği hemen her zaman tek başına tüm bu işlemleri gereksiz kılmaktadır.

Yüzde ciddi miktarda çöküklük/doku kaybı ve yaşa bağlı doku erimeleri olan kişiler sadece cerrahi germelerden ya da yüzeysel deri tedavilerden tam olarak istedikleri sonucu alamazlar.

Derinin gerilmesi yüzdeki doku kaybına bağlı çökük görüntüyü gizlemeyeceği gibi yaşla birlikte incelmiş dokuların gerilmesi ile doğal ve çekici bir görünüm elde edilmesine olanak sağlamamaktadır.

Yüzdeki doku erimelerinin kişinin kendisinden alınan yağ dokusunun enjekte edilmesi ile giderilmesi (yağ enjeksiyonu) günümüzde etkinliği kabul edilmiş göreceli olarak basit ve sık kullanılan bir teknik olmuştur. Yine son zamanlardaki bilimsel kanıtların ışığında yağ dokusunda bol miktarda bulunan erişkin kök hücrelerin yağ enjeksiyonu yapılan bölgelerde iyileşmeyi hızlandırdığı ve gençleşmeye yardımcı olduğu bilinmektedir.

Sağlıklı bireylerde yaşa bağlı olan yüzdeki doku erimeleri ve eşlik eden çöküklükler hemen hiçbir zaman tek başlarına görülmezler ve sadece yağ enjeksiyonu ile sorunun çözümü mümkün değildir.

Yüz sarkması ve deri fazlalığı olan kişilerde sadece yağ enjeksiyonu yapılması tartışmalı bir konudur. Her ne kadar sadece agresif yağ enjeksiyonu yoluyla konturları iyileştirmek ve daha gergin bir deri almak olası olsa da genellikle geniş, kaba bir yüz ile sonuçlanıp hiç de kadınsı ve çekici olmayan bir görüntü ile sonuçlanır.

Yağ enjeksiyonu ile aşırı şişirilmiş bir yüzü sonrasında çekici hale getirmek çok zordur. Bu tip kişilerde yağ enjeksiyonun sadece gerektiği kadar (sarkık dokular yerine alındıklarında enjekte edilmesi gereken yağ dokusu miktarı azalacaktır) uygulanması ya da kaldırılıp gerilen dokular kendilerini toparladıktan sonra başka bir seansta yapılması daha mantıklı bir yaklaşımdır.

Yağ enjeksiyonu High SMAS Yüz Germe (Kaldırma) Tekniği ile birlikte uygulandığında yüz konturları düzelirken doku kayıpları yerine konup çöküklükler giderilmiş olacak ve hastanın görünümünün optimal düzelmesi sağlanacaktır.

Yüz Germe Operasyonu Zamanlaması ve Uygun Adaylar

Yüz Germe Operasyonunun ideal adayları yüz ve boyun derisi sarkmaya başlamış ancak cildi hala elastikiyetini tam kaybetmemiş ve genel olarak sağlıklı kişilerdir. Genellikle 40 yaşın üzerindeki erkek ve kadınlara bu ameliyat uygulanır ancak kişi sağlıklı olduğu sürece yaş kısıtlaması yoktur. Erken yaşlarda da bu tip ameliyatlar tam veya mini olarak yapılabilir. Yüz germe ameliyatı sırasında, yüzün daha güzel ve daha genç görünmesi için, burun ve gözkapakları estetiği, alın düzeltme, kaş kaldırma, doku enjeksiyonu gibi işlemler eklenebilir. İnce kırışıklıklar için dolgu maddelerinin enjeksiyonu (yağ, hyalurinik asit vb) veya peeling (mekanik, kimyasal, lazer) ve botoks uygulamaları operasyon sürecine eklenebilir.

Yüz Germe Operasyonu öncesi hastanın değerlendirilmesi ve Ameliyat Süreci

Yüz Germe Operasyonu geçirmeyi planlayan bir kişinin yapması gereken ilk şey bu kararı almalarına yol açan motivasyonları sorgulamak ve ardından bir Plastik Cerraha danışmaktır. Plastik Cerrahınız sizi operasyona iten fiziksel ve psikolojik sebepler hakkın da yorumlarını yapacak ve size özel bir operasyon planı sunacaktır.

Yüz Germe Operasyonu mutlaka bir Plastik Cerrah tarafından hastanede ve ameliyathane ortamında yapılması gereken çok ciddi bir ameliyattır. Ameliyat Anestezi Doktorunun gözetiminde genel anestezi altında yapılabildiği gibi, intravenöz sedasyon (sakinleştirici ilaçlar eşliğinde) lokal anestezi ile de yapılabilir. Bu tür ameliyatlar tekniğe ve yapılacak işlemlerin büyüklüğüne göre 3-10 saat arası sürebilir. Aynı gün eve çıkmak mümkündür, ancak genellikle 1 gece hastanede kalmak uygundur. Ek işlemler (burun, göz kapağı vb ) aynı seansta yapılabilir. Doğal deri hatları ve kıvrımları boyunca yapılmış kesiler dikişlerle kapatılır. Her ne kadar cerrah yara izlerini en az göze çarpacak şekilde ayarlamak için (örneğin saç içi) her çabayı gösterecekse de, yara izleri kaçınılmazdır. Vakaların çoğunda izler zamanla solacak ve zor görülür hale gelecektir. En fark edilir olanı kulak arkasında olandır; fakat saç ile kolaylıkla kapatılabilir. Çene altı bölgesindeki yağlar alınırsa çene altında 3-5 mm.lik bir iz kalır, gözkapağı ve alın germe eklenirse göz kapaklarında ve alında saçlı deri içinde ek izler kalır. Ancak yüzdeki bu izler çoğunlukla belirgin olmayan ve gizlenebilen izlerdir.

Operasyon Sonrası Süreç

Ameliyat sonrası erken dönem genellikle tahmin edilenden daha rahat geçer. Yüzde genel bir şişlik ve morarma, uyuşukluk ve gerginlik hissi olabilir. Ameliyat esnasında yüz sinirleri anesteziden ve operasyon sonucunda oluşan ödemden hafif derecede etkilenebileceğinden yüzde hafif asimetriler olabilir. Bunlar 3-5 gün içinde kendiliğinden geçer. Doku içinde kan birikmesini önlemek amacıyla diren denilen silikon borular konabilir. Direnler en geç 2 gün içinde çekilir. Sargı 2-3 gün sonra tamamen açılır. Genel kontrol ve pansuman değişimi yapılır. Saçlar bu dönemde yıkanabilir. Dikişler eriyen tipte değilse 5-7 gün sonra alınır.

Ameliyat tekniğine uygun yapıldıysa iyi sonuç verir. Nadiren ikinci düzeltmeler gerekli olabilir. Ameliyat sonrası 2. günden itibaren hasta ayağa kalkar ve evdeki işlerini yapabilir. Hasta bir hafta sonra şişliklerin geçmesiyle işine dönebilir, makyaj yapabilir ve 6 hafta boyunca ağır egzersizlerden ve aşırı güneş ışığından kaçınması, dış darbelerden korunması önerilir. Yüz ve boyun derisine yeni verilmiş şekil, kişinin yapısına ve çevre koşullarına göre bazen 5-10 yıl, bazen de yaşam boyu dayanır.